Kategoriler
Aşk Şiirleri Şiirler

Seninle Olan Aşkım

Öldüm mü, yoksa yaşayan sanrılar mı?
Bilemiyorum, bu aralar hiç keyfim yok.
Sevmek hangi zaman diliminde kaldı.
Kendini dinleyenler, geceyi dövenler nerede?
Bir an olsun senin huzurunda.
Seninle omuz omuza çarpıştığım savaşlarda.

Nerede ararsın kendini, kimden dinlersin?
Bir yol olmalı bu sabahın kamçısında.
Ne de olsa herkes bir gün ölüyor.
Sen de gidiyorsun işte.
Geride kalanlar ne kadar yaralı oysa.
Yetmiyor, yüreğinin kalabalıklığı yetmiyor.
Yalnız bir dünyanın kırgınlıkları.

İşte yine seni ve sensizliği yazıyorum.
Ruhum dar bir tünelde sanki.
Sanki her şey merkezinden acıyan bir halde.
Evet sevgilim, bir kez daha yastayım.
Gözyaşlarımla senin yolundayım.
Bu gece ve bu sabah yine umuttayım.
Seninle ben ölümsüz bir aşktayım.
Kudret Alkan / Yazar

Kategoriler
Aşk

Zamanın Uzaklaştırması

Zamanın Uzaklaştırması
Zaman seni benden uzaklaştırırken, ben yine aynalı yarınlarda seni bekliyorum. Ruhum kendisinden çalınmış sanki. Sanki her davanın sonunda sen varsın. Geri dönmeyi içten içe sen de istiyorsun.

Gölgesi belli olmayan bir gerçek miydin?
Yoksa kendini asan bir siluet mi?
Yanlıştık, çünkü birbirimizi çok seviyorduk.
Büyümeyen çocuk gibi sevinç içinde.
Seninle benim şiirlerim nerede?

Bir yerde haklı olan acılar vardı. Mutluluk o zaman çocukların yüreğindeydi. Onların kalbi henüz kırılmamıştı. Parçalanmış bir hayata doğru gitmiyorlardı. Gayet huzurluydular. Ama ben senin derinde ilerlemeye çalışırken, kendimi uçurumların eşiğinde buluyordum. Oldukça yorgundum ve seninle ilgili birtakım kararsızlıklar yaşıyordum. Bir yanım seni isterken, diğer yanım senden nefret ediyordu. Bu nasıl bir çıkmazdı. Nasıl bir ikilemdi. Anlamak mümkün değildi.
Kudret Alkan

Kategoriler
Aşk Şiirleri Şiirler

Asi Deniz Kudret Alkan

Asi Deniz
Sevgiyle yol alan bir kader ve bir umut.
Sen yaşa içindeki duygu ve düşünceleri.
Bir gün elbet yüreğinden sevda dökülür.
O vakit kalabalık bir dünyanın içinde.
Belki de kimselerin olmadığı bir mekânda.
Duaların hüküm sürmediği bir dünyada.

Senin sesinle yalnızlığımı kalabalıklaştırıyorum.
Bir neden, belki de bir sabah çıkagelirsin.
Üstüme düşen siren seslerinin arasında.
Kendine yer edinmiş bir dünyanın nağmelerinde.
Sancağına tutunmuş bir milletin rüzgârında.
Ne kadar kaldığını bilmeden.
Ya da ne kadar geçtiğini fark etmeden.
Bu delilik elbet bir yere varır.
Her aşk kendi çapında büyük ve sonsuzdur.

Sensin asi deniz.
Belki bir dalga alır götürür seni.
Belki limana vicdanınla demir atarsın.
O vakit sen dalgalara karşı koymuş yüreksin.
Elinde ve gözünde olan aşk.
Sevdiğine, yalnızca sevdiğine açılan pencere.
Kendini kurtaran bir gemi.
Bir daha söylüyorum, al bendeki nedenleri.
Kudret Alkan

Kategoriler
Aşk Şiirleri

Mırıldandığım Öyküler

Kendimce mırıldandığım öykülerim vardı.
Kader bir yerde kovalamak,
Bir yerde yakalanmaktı.
Bütün sevgilerim senin için.
Benim yüreğim sana olan özlemim.
Kudret Alkan

Kategoriler
Aşk

Zamanın İçinde

Zaman kendi içinde aşkı yansıtıyor. Bu bir güç savaşı olmalı. Nerede eserse essin, kendine ait bir yörüngesi olmalı. Artık aşk, boyutların üstünde bir yerde. Belki de gerçek sevgi hepimizin kalbinde bir yerlerde. Burada kendini korumak bir kez daha gündem oluşturuyor. Herkesin sevgisi kutsal bir düğümün içinde şekilleniyor. Çünkü insan aşk içinde büyümeye başlıyor. İnsan olan yeni bir alan açarak, yorgunluğunun üstesinden geliyor. Bununla birlikte bir sabrın sonu geliyor. İnsan merakından alevlenen sevgi tohumlarını, gözyaşlarının içinden geçiriyor.

Zaman seni bana vermezken, ben hangi kaderin mülteci sorgularında can verdim. Kendimi hangi günahın akışına bıraktım. Sen de biliyorsun ki, insan ölümün içinde sahne alır. Bir yaşam felsefesiyle hareket eder. Sonrasında rüyaların sayfalarında yer bulur. Kendisini emek ve fedakarlığın içinde tutar.

Kategoriler
Aşk Şiirleri Şiirler

Kalemler Mezar Oldu

Kalemler Mezar Oldu
Sana tutundukça yaralarımın iyileştiğini fark ediyorum.
Acılar kıyılarından alev aldıkça, sen batmayan bir sandal.
Nereye varacağım, hangi dağın ardına bakacağım.
Bulabilir miyim seni, yoksa artık yaşamıyor musun?
Seni gerçekten kaybettim mi, ya da ölümü geçtim mi?
Bilemiyorum, kalemler mezar olmuş.
Şiirler de can, hani kafayı çektiğim o son damla.
Bir türlü akmıyor, anlaşılan cenazeyi kirletmiyor.
Ama insan her şeye karşı bir kılıf buluyor.
Bense seni kaybetmenin acısı içinde kalan.
Bir şarkı, ya da türkü bulsam kendime.
Hayallerin içinde bir yerde gerçek olur muyuz?
Yoksa ikimize cevap veren sadece sanrılar mı?

Yazıyorum, son defa da olsa seni ve sensizliği yazıyorum.
Bu satırlar her hamlesinde beni daha da öldürüyor.
Kendime olan çalımlarım, aslında seviyorsan güzelsin.
Aslında seviliyorsan daha da güzelsin.
Ama ne kadar güzel olsan da, ikimizin meselesi bitmiyor.
Üstümüze nedensiz bir vicdan olgusu çöküyor.
Yoksa ikimizi hala sorgulayan bir yaşam mı var?
Anlayamıyorum, gerçekten ne seni ne de kendimi anlayabiliyorum.
Şehrin sokakları ve caddeleri bomboş bir halde.
Her şey güneşin karanlığında ışığı kovalıyor sanki.
Sanki seninle beni yakalamaya çalışan bir gölge var.
Bu acılar ve bu sanrılar nerede son bulacak.
Ey Tanrı’m, bana beni anlatan bir yol göster.
Kendi kendimin bir kez daha farkına varayım.
Yorgun uykumdan sonsuza kadar uyanayım.

Bulamıyorum, kendi yenilgimin içinde bir yerde kaybolmuşum.
Cesedimin rengi, ya da tabuttaki ünlem işareti.
Sence ölümden ne anlamalıyım, nerede bu sonbahar.
Nedense kendi düzeninde her şey yorgun ve umutsuz.
İnsan ne zaman bu kadar fazla öldü ve gömüldü.
Bir yer var mıdır, ya da bir yol görünür mü ufukta?
Sence de sokaklar artık ikimizi yazmıyor mu?
Şehrin karanlık caddesinde ürkek bir kedi.
Belli ki o da arıyor, o da gerçeklere tutunmak istiyor.
Ama olmuyor, her şey o kadar uzaklara gitmiş ki…
Ben kendini zincire vuran bir kürek mahkûmu.
Aşk acısından daha kötüsü ne olabilir?
Belki de ölüm acısı ikimizi anlatan en güzel neden.
Sesimin son perdesine kadar seni kovalamak.
İşte ben burada yılmak istemeyen bir sancı.
Elbet ben de doğuracağım güneşi ve yıldızları.

Kalbimde bir yerlerde sancısını çektiğim bu yaşam.
Benim hiç aritmetik nedenlerim olmadı.
Belki de kendi dertlerimi sıralasam yıldızlar yetmez.
Zaten bu yaşama karşı hep eksik değil miyiz?
Hangi bitkisel hayat tamamlayacak beni?
Soru sormak kadar yeri geldiğinde gitmek gerek.
Her şey nasıl da kendine karşı gardını alıyor.
Yaralı ve sessiz bir halde senin şarkını dinliyorum.
Ama acılarıma merhem olmayan bir güneş var.
Bu yüzden ben de kendime küskünüm.
Delicesine severken, nedense başka âlemlere sürgün.
Bunun ismi kaybolmak, belki de kendini bulmak.
Ah bir tutabilsem seni en çok korkutan nedenleri.
Öfke mi kalabalıktı, yoksa vicdan mı?
Sen bir yük müydün, yoksa beni uçuran güvercin mi?

Elbet bir yerde karanlık akıllarımızı çalacak.
Aslında sendeki gidiş acıların en karanlık noktası.
Yüreğimde kendini imha eden saf ve temiz duygular var.
Seni ve beni hangi acı kurtaracak?
İçimde saklı kalmış bir rüyanın son demleri var.
Seninle bir kez daha yağmur altında yürüsem.
Bir yol olsak birbirimize ve bir neden bulsak aniden.
Bir kez daha sarılsak ve ben saçlarını koklayıp öpsem.
Çok mu zor gözyaşlarının sevinç çığlıkları içinde ıslanmak.
Issız ve kendini bilmiyordu, yorgun kalmış hayaller.
Her zerresinde bitmeye yüz tutan bir haykırış vardı.
Benim sitemim kendime, benim duygularımsa seninle.
Sana dair yazdığım bütün şiirler hala yüreğimde.
Seni anlatan ve seninle yol alan duygularım gözlerimde.
Kudret Alkan / Yazar ve Şair

Kategoriler
Aşk Şiirleri Şiirler

Sen Kimsin Ey Aşk

Sen Kimsin Ey Aşk
Sen kimsin ey aşk!
Aşk ile aşkı yazmalı bu kalbin mezarına.
İşte benim dirildiğim en son toprak.
Ben bu tabutta aşka âşık olduğumdan girdim.
An içinde seni bir yerlere götüren aşk.
Sen çiçeklerle sohbet edersin.
Bilirim ne kadar deli olduğunu.
Yüreğin bir yangın yeri.
Bak, her şey nasıl da kendi vicdanında.

Sen kimsin ey aşk!
Beni kurtaran mı, yoksa yerle bir eden mi?
Çekip gitsem bu geminin güvertesinden.
Bir renk olsa da, beni kendimde tutsa yeniden.
Sen de yazıyorsun, belki de son geceyi hala sayıklıyorsun.
Bir derdime deva olan sensin, senin sesin her şeyi anlatan.
Şimdi okyanusun dibinde, kendi kendime nara atarken.
Yürüyorsun, belki de sen kaçınılmaz olan bir sonsun.
Bu diyardan göçüyorum, sendeki eşkalin parçasıyım.

Ellerimde çivisi çıkmış bir dünya.
Gelenler nedense gidenlerden daha kalabalık.
Başucumda sohbet ettiğim eski bir kitap.
Belki de ben, limandan ayrılacak son gemiyi bekliyorum.
Her şey nasıl da bulanıklaşıyor.
Üstelik nerede olduğunu sen de göremiyorsun.
Karanlık bir ülkenin şafağında idam edilen bir güneş.
Umutlar dans ederken birdenbire yere düşüyor.
Her şey nasıl da raydan çıkmış bir hale geliyor.
Artık bu nefesimde sonbaharı bulmam gerekiyor.

Sen kimsin ey aşk!
Yaşamanın peşinde olmak, ya da ölümü tokatlamak.
İleriye odaklanırken, duygularının atmosferinde kaybolmak.
Kendini tamamlamak için gelen aşkı sonuna kadar yaşamak.
İşte buydu, bizdeki masumiyetin getirdiği infazlar.
Yaşamak aklımdaki çivileri serbest bırakıyor.
Ben kendine yabancı kalmış bir aşkın çekirdeğinde kalmış.
Sancılı bir dünyanın kimliğinde yerle bir olmuş ilişkiler.

Hangimiz dünyaya sataşacak, ya da içindeki zehri dışarıya atacak.
Bulmak gerek kendini, belki de bilmek gerek bir kez daha.
Dışarıya atılan sadece sen değilsin, dahası var bu beraberliğin.
Her aşk kendini öldürüyor sona yaklaşırken.
Yüreğinde kalabalık bir destan oluşuyor.
Ama sen kimliğine yansıyan yabancıyı arıyorsun.
Onunla kendini tamamlama yoluna gidiyorsun.
Ama her şey yıkılmış bir duvarın içinde saklı.

Sen kimsin ey aşk!
Yürüyorum bir kez daha, senin geleceğinden bin bir parça.
Yaşıyorsun kendini en zirveden en dibe batıncaya kadar.
Israr ediyorsun, sen beni hala tanımıyorsun.
Merkezinden yaralı bir güneş, bendeki acıları saklar.
Sana doğru dönen bir değirmen olmalı bu.
Bu her şeyin içindeki bilmecelerin bir parçası.
Bak seni sayıklar halde bulurken, nereye tutunacağım.
Hangi ıslak gözlerin kabahatinde can veriyorum.
Seninle ben çok güzel dost oluyorum.
Sevmekle yüreğimin çatısında ölmeye dönüşüyorum.
Kudret Alkan / Yazar ve Şair

Kategoriler
Aşk Sözleri

Aşk Sözleri 1

-1-
Dünden bugüne neler değişti?
Nelerden vazgeçtik, neleri aşk uğruna feda ettik?
Gözlerin bir yangın yeriydi.
Ben hem küle hem de özüme dönüşüyordum.
Yandıkça senin olan bir kaderdim.
Seni kendime yazdıkça daha da sen oluyordum.

-2-
Biliyorum, her şey çığırından çıktı.
Benimle senin olanlar bizden değildi.
Her şey, vazgeçmekle kararlı olmanın içindeydi.
Dualar ediyorduk seninle.
Yeri geldiğinde seninle isyan ediyorduk.
Tanrı’ya karşı sitemlerimiz de vardı.
Çünkü aşk sevip de ait olmaktı.

Kudret Alkan / Yazar ve Şair